24 Ocak 2011 Pazartesi

Sadece bir kaç dakika...

  Yine sordum. Ben bunu hep yapıyorum. Neden bilmem.. Evet bayağı bayağı yapıyorum. Hem de öyle arada sırada değil, sık sık yapıyorum. Azını çoğunu düşünmeden soruyorum işte. Çocukken annem bana "aklına bir şey takılırsa hemen sor onu o anda yavrum" diye öğütledi. O gün bu gündür ben de anne sözü dinliyorum işte bütün mesele bu. Hem sonra soru sormanın neresi kötü? Aksine merak ettiğini göstermez mi bu? E evet... Konuyla,olayla,kişiyle yahut her neyse ile ilgili olduğunu göstermez mi? Ne kadar da sıkkın,bıkkın,kızgın,bezgin insanlar... Gözleri bir kaçak gibi, mülteci gibi bakışları bir çoğunun.
 Mesela ben bana soru sorulmasını severim. Ha bu bundan hiç bunalmıyorum anlamına gelmiyor elbet. Cevaplayamadığım sorular da gırla mevcutken üstelik, ben gene de soru soran insanı severim. Çünkü beyni işliyor demektir. Sorguluyor takılı kalanları demektir.
Hayatta üzerinde konuşulmayacak hiç bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Her şeyi sorabilmeli ve konuşabilmeli insanoğlu. Bütün cevaplar ancak böyle nefes alabilir çünkü.
Bakınız Ortaçgil' in de dediği gibi " Bu iş çok zor yonca. Çünkü insanlar günler boyunca hiç soru sormadan durur. Bu iş çok zor yonca, çünkü insanlar aylar boyunca hiç soru sormadan durur. BU iş çok zor yonca çünkü insanlar yıllar boyunca hiç soru sormadan durur".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder