Değişik bir dinginlik ve mutluluk hali yapıştı üzerine. Nefes alışının tadı değişti gene,ağzının tadının kaçmasıyla beraber gelen bir histi bu hep. Ve yanında da iştahsızlık hali. Ana yemeği yemeden tatlı aşamasına geçmek gibi bir şeydi bu duygu. Sonra çarçabuk geçmeye başladı günler birdenbire onun için. Ve her gün aynı şeyi yapmaktan sıkılmadığını anlattı. Hatta ertesi gün için ne kadar sabırsızlandığından bahsetti. Şunlar döküldü yüreğinden usulca,
"Her gün onu izliyorum, onu duyuyorum, görüyorum, konuşuyorum, o kadar yakınım ki ona, yakın olmak canımı acıtıyor...Bu esir suskunluk boğuyor her geçen gün daha çok, sadece geçip gitmesini bekliyorum ya da kendi haline bırakıyorum hayatımı, ne oluyorsa olsun bakalım da görelim diye".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder